2 Aralık 2013 Pazartesi

Elif ÖZDEMİR'in Ermeni Mezalimiyle İlgili Yazısı

ERMENİ MEZALİMİ :
Köklü ve büyük milletler ağlayıp sızlamayı pek beceremezler. Kendilerine acıma ve acındırmayı küçüklük sayarlar. Bu sebeptendir ki bizde “ağlama, sızlama” edebiyatı gelişmemiştir. Ancak bu durumu diğer toplumlar  pekkavrayamazlar. Hatta Ermeni Meselesinde Ermenilerin propagandaları karşısında Türklerin sergilediği suskun tavrı soykırım suçunun bir itirafı olarak görürler. Halbuki hakikat bu ucuz karinede değil, Türklerin büyük bir ulus oluşundan ve asaletinden kaynaklanmaktadır.  Peki bu olaylardaki asıl gerçeklik neydi?  O dönemde ne oldu Türkler gerçekten de 19. yy boyunca Ermenileri katletti mi? Bu soruların cevapları tarihin sayfalarında gizlidir.                                                     
Osmanlı İmparatorluğu yüzyıllar boyunca pek çok ulusa hükmetti. Bunların etnik unsuru, dini, dili farklı olabilirdi fakat Osmanlı Devleti bütün tebaasına karşı adildi ve hoşgörülüydü. Bu durum Osmanlı Toplumunun kaynaşmasına, yüzyıllar boyu barış içinde yaşamasına olanak sağladı. Ta ki Fransız İhtilali’ne kadar… 1789’da meydana gelen ve dünyadaki bütün dengeleri altüst eden bu olaylar sonucu ortaya yeni terimler ve akımlar çıkmıştı. Bu akımların en önemlilerinden biri de şüphesiz milliyetçilik akımıydı. Milliyetçilik akımı dünyanın siyasi, idari ve sosyal yapısını kökünden sarstı. Birçok devlet yıkıldı, birçok devlet kuruldu, birçok ulus bunun için mücadele verdi. Milliyetçilik akımı tüm dünyayı sarstığı gibi Osmanlı’yı da çok etkiledi. Ancak Osmanlı Devleti çok uluslu bir yapıya sahip olduğu için bu akımın sonuçları Osmanlı’ya ağır darbe vurdu. Osmanlı ülkesinde Sırplar ile başlayan bu milliyetçi isyanlar 19. Yüzyılda Osmanlı’yı kana buladı. Osmanlı dağılmaya yüz tuttu. Milliyetçilik akımından Ermeniler de etkilendi daha doğrusu Avrupalılar tarafından kışkırtıldı. Özellikle Rusya ve İngiltere’nin bu gelişmeye “katkısı” çok büyüktür. Ermeniler Avrupalıların bu art niyetli kışkırtmalarına meyletti ve yüzyıllar boyu bolluk ve refah içinde yaşadıkları Osmanlı Devleti’ne ihanet ettiler. Hedeflerinde Anadolu'nun orta ve doğu bölümünü Selçuklu öncesi Ermeni Krallığı'nı tekrar canlandırmak vardı. Hayallerinde tasarladıkları bu ütopik devlet; üniter, milli bir devlet olacaktı. Bu da demek oluyor ki onların hayallerinde Anadolu’da Ermenilerden başkasına yer yoktu.  Bunu gerçekten yapabilirler miydi? 19.yy başlarında Anadolu'nun yalnızca yüzde 20' sini oluşturuyorlardı. Gerçekten azınlık,  çoğunluğu yok edebilir miydi?  Ne yazık ki tarihte yaşanılan olaylar bunun olabileceğini kanıtlamaktadır. Balkanların nüfusunun yüzde 70' i Balkan Savaşları’ndan önce Müslüman Türk’tür.  Balkan Savaşları’ndan sonra Balkanlardaki Türk oranı sadece ve sadece yüzde 5’tir. Yani balkanlarda çoğunluk olan Türkler sadece 2-3 yıl süren savaşlar sonucunda azınlık konumuna düşmüşlerdi. Balkan Savaşları boyunca Türkler; Bulgarlar, Sırplar ve Rumlar tarafından katledilmiştir. Kalan nüfus ise zorla doğuya doğru göç ettirilmiştir. Kısacası bir yerde çoğunluk olan topluluğu katliamlarla, sürgünlerle yani soykırımla yok edilebilir. Ermeniler Balkanlar’da yaşanan bu gelişmeleri yakından takip ettiler. Amaçları Balkanlar’da yaşayan Türklerin yaşadığı acının ve dehşetin aynısını Anadolu Türkleri’ne yaşatmaktı. Böylece Türkleri tamamen yok edip kendi büyük devletlerini kuracaklardı. Bu amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için 18. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı ülkesinde bozgunculuk yapmaya, isyan çıkarmaya,  Osmanlı ahalisine zarar vermeye başladılar. Birçok isyan, birçok karışıklık çıkardılar.  Ama Osmanlı'ya en büyük darbeyi daha vurmamışlardı. Ermeniler Osmanlı’ya asıl darbeyi 1877- 78 Osmanlı- Rus Harbinde vuracaktı. Ermeniler bu savaş sürecinde çok sistematik bir şeklide çalıştılar. Doğu bölgelerinde Müslüman ahaliye karşı çok büyük çapta katliamlar düzenlediler. Azeriler’e karşıda büyük bir katletme kampanyası yürüttüler. Ayrıca Ermeniler ikili çalışıyorlardı. Bir kısım Ermeni Rus ordusunun  öncü birliklerinden oluşurken bir kısım Ermeni de Osmanlı ordusunda Rusya adına casusluk yapıyorlardı. Sonuç olarak Ruslar Erzurum’a kadar ilerledi ve Erzurum’da işgal etti. Tabi bu durum Ermeniler’e yaramıştı. Erzurum'da Emeniler resmen Erzurumlu Türkleri ezdiler.6000 Türk ailesini zorla sürgün ettiler, toplu kıyımlara giriştiler.  Kars'ta, Erivan' da ve Bakü 'de daha beter olaylar oldu. Özellikle Erivan 'da Türklerin köklerini kazıdılar. Nüfusun 3 'te 2' sini katlettiler. Geri kalanları da zorla göç ettirdiler. Bakü'de 10 000 Türk'ü vahşi bir şekilde katlettiler. 93 harbinden Ermeniler kazançlı çıktılar. Diplomasi yönünden Berlin Antlaşmasıyla artık resmi bir şekilde kayıtlara geçtiler. Bu savaştan sonra eylemleri iyice şiddetlenmiştir.1890'larda on binlerce Türk'ü katlettiler. Bu katliamların sonu gelmeyince dönemin sultanı 2. Abdülhamit Ermeni çetelerine karşı koyacak Hamidiye alaylarını kurdurttu. Bu alaylar Kürt aşiretlerinden oluşuyordu, başta Ermenilere başarılı bir şekilde karşı koymuşlarsa da 1. Dünya savaşında onlarda Kürdistan Devleti kurma hayali içinde Van çevresinde Türk Halkı’na saldırdılar.(Bu belge Rus kaynaklarından alıntıdır.) 1.Dünya Savaşı’na kadar olan müddette Ermeniler Avrupa Devletleri sayesinde silahlandılar, evlerini cephanelik haline getirdiler. Öyle ki 1.Dünya Savaşı önce Van'da Ermeni saygın bir ailenin kilerinde bile yüklü miktarda cephanelik bulunmuştur. Ayrıca bu süreçte Taşnak, Hınçak, Armenistler adında üç büyük komite kuruldu;  hepsi Batı destekliydi ve Ermeni çeteciler yetiştiriyorlardı. Böylece Ermeniler, çıkacağını bildikleri 1.Dünya Savaşının öncesinde hazırlanmışlardı. Nihayet 1. Dünya Savaşı kopunca bekledikleri ortamı buldular ve bu sefer 93 Harbindeki olayları da aşacak çeşitli trajediler ortaya çıktı. Sarıkamış Harekatı’nda Osmanlı ordusunu arkadan vuran Ermeniler, Rusya'dan gelen gönüllü Ermeni ordusuyla birleşerek Erzurum, Van, Bitlis, Erzincan ve daha birçok yerde terör estirdiler. Buralarda vahşet uyguladılar, daha önce eşi benzeri görülmemiş katliamlar yaptılar. Ermenilerin katliam yaptığı yerlerin başında Zeytun  (Ermeniler savaş sırasında ilk kez burada isyan etmişlerdir.)Van, Bitlis, Erzurum, Erzincan, Ağrı, Ardahan gelir. Şimdi mezalimin anlaşılması için örnek olarak Muş Olayları görgü tanılarının ifadeleriyle anlatılacaktır: “Van'ın düşmesinden sonra Muş'taki saldırılar artmış, Ermeni çetecileri çok kanlı katliamlar yapmıştır. Bu katliamlarını görgü tanıklarından Kara Schemsi tarafından açıklanan olaylar zinciri şöyledir: Muş düştükten sonra Ermeni eşkıyaları kana susamış vahşi hayvanlar gibi şehrin etrafında “İntikamımızı aldık!” diye bağırarak dolaştılar. Rastladıkları her Türk ve Müslümanı acımasızca öldürdüler. Kadınlara ve küçük kızlara tecavüz ettiler. Yaşlıları diri diri yaktılar. Muş'un ileri gelenlerini koyun boğazlar gibi kestiler. Varto'da Cebranlı Aşiretinden Cindi Ağa'nın 15 köyünün halkının ayaklarına at nalları çakarak çivilediler ve Hazar Gölüne attılar. Hastalar çocuklar ve yaşlılarla dolu olan Tekke Manastırı'nı yaktılar.  Şeyh Abdülgaffar Efendi işkenceler içinde kafa derisi yüzülerek öldürülür. Doktor Mustafa Bey götürüldüğü dikilitaş arasında birçoğu boğazlanmış binlerce kadın ve erkek cesedi gördüğünü yeminle beyan etti.”                                                                                                                                                                         Artan bu vahşet karşısında İttihat ve Terakki Cemiyetinden Talat Paşa önderliğinde bu katliamların durması için 27 Mayıs 1915’te Tehcir Kanunu çıkarılmıştır. Buna göre Anadolu'nun doğu kesiminde bulunan Ermeniler savaşın olmadığı Suriye taraflarına göç ettirilecekti. Ama bu tehcir bir soykırım niteliği taşımamakla beraber Türk görevlileri yol boyunca Ermeniler’e karşı ılımlı bir yaklaşım sergilemişlerdir. Elbette ki göçün zorluğu, devletin Ermenilerin ihtiyaçlarını karşılamadaki yetersizliği, salgın hastalıklar ve çete saldırıları gibi olaylar yüzünden Ermenilerin bir kısmı ölmüştür. Bu durum günümüzde Ermeni Soykırımı olarak lanse edilmekte ve Türk halkı aleyhine faaliyetler düzenlenmektedir. Ama gerçek hiçbir zaman değişmeyecektir. Gerçek olan da Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı değil, Ermenilerin Türklere karşı uyguladıkları mezalimdir. Bundan sonra yeni nesillerin bu meselede nasıl bir tavır takınması gerektiğini Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı şöyle dile getirmektedir: “Ermenilerin saldırıları tüm Türk ulusuna ve Türk yurdunadır. Bu yüzden mücadele birlik ve beraberlik içinde yapılmalıdır. Türkiye çok güç bir dönemden geçmektedir. Bundan öncede daha kötü dönemler geçirilmiştir. Ama hiçbir zaman yılgınlık göstermemiş mücadele etmiş ve kazanmıştır. Biz yavaş fakat etkili tepki veren bir milletiz. Bununda üstesinden gelinecektir. Kuşkunuz olmasın.”                                                                                                            KAYNAKÇA                                                                        1.ÇELİK,HÜSEYİN; GÖRENLERİN GÖZÜYLE VAN’DA ERMENİ MEZALİMİ,CEDİT NEŞRİYAT-ANKARA,2005                                                                                                      2.MCCARTHY,JUSTİN; KİM BAŞLATTI ?-CEDİT NEŞRİYET-ANKARA,2006                                 3.LEWY, GUENTER; ERMENİ SOYKIRIMI DAVASININ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ,CEDİT NEŞRİYAT-ANKARA 2006              
4.ÇALIK, MUSTAFA; ERMENİ SOYKIRIMI İDDİALARI,CEDİT NEŞRİYAT-ANKARA 2007                                                                                                                       
5.KUNDAKÇI, HASAN; EMPERYALİZMİN KULLANDIĞI ERMENİLER, TÜRKİYE GAZİLER VAKFI YAYINLARI-ANKARA,2001                                                         
6.DABAĞYAN,LEVON PANOS ; EMPERYALİSTLER KISKACINDA ERMENİ TEHCİRİ-IQ KÜLTÜR YAYNINLARI-İSTANBUL,2007                                                                                             7.PERİNÇEK, MEHMET; 100 BELGEDE ERMENİ MESELESİ, DOĞAN KİTAP-İSTANBUL, 2007                                                                                                                                                   8.KANAR,M. ; ERMENİ KOMİTESİNİN EMELLERİ VE İHTİLAL HAREKETLERİ                              9.ÖZDEMİR, HİKMET ; TÜRK -ERMENİ İHTİLAFI